Thursday, September 25, 2014

Paper saçmalamaca (Bölüm 1.5)

Yayımı çiziyim dedim :)



Bu da yoğun  istek üzerine gelen ayağa takmalık at modeli. At mı?
Fikrin orjinali: Atağa takmalık koala



Tuesday, September 23, 2014

Monday, September 22, 2014

Türk Yayı: Gücü, Esnekliği ve Menzili



Kaynak: Ramazan Türkmen

Kırılan Okların Evde Tamiri

"Ok gibi doğru olursan menzil alırsın,
  Yay gibi eğri olursan elde kalırsın."
 Bu sözü bugun okudum yazımızın hemen başına yazıyım dedim. Güzel sözmüş.

Oklar biliyorsunuz ki çok değerli varlıklar. Çok güçlü olmalarına rağmen hedefine varmayan oklar kırılmaya çok müsait oluyor. Hatta kırılmaması bir mucize diyebiliriz. Allah bizi de oklarımız gibi hedefimizden ayırmasın. Her seferinde ok almak da hem maliyet olarak yoruyor hem de attığımız oka yaptığımız işe saygısızlık gibi oluyor. Bir ok kırıldı diye tamir edip tekrar atılamaz değil. Hatta daha güçlü olarak geri dönebilir. Tamir ettiğim bazı oklardan taşa, betona, ağaca saplanıp da kırılmadığını gördüm. Bu yüzden ok tamiri okculuğun çok önemli bir parçası oluyor. Hemde bu sayede daha dikkatli atış yapıyorsunuz. Neyse söylenecek çok şey var ama lafı fazla uzatmadan evde kendi şartlarımızla nasıl tamir edebileceğimizi elimden geldiğince adım adım anlatmaya çalışıyım.



Önce kırılan ok başlığının içindeki kalan ok parçasını çıkartma işi var. Bunun için ucu sivri bir vida ile 1 cm kadar içeri dogru ceviriyoruz.



Monday, September 15, 2014

Başparmak Çekişi

Başparmak çekişi nedir? Niye vardır? Nasıl yapılır?

Kuşkusuz ki Osmanlının savaş alanlar da üstünlüğünün sebeplerinden biri de başparmak çekişidir. Hiç de yabana atılcak bir konu değil. Çünkü okçulukta çok önemli. Ve küçük bir ayrıntı ile büyük farklar ortaya çıkıyor. Nasıl?

Öncelikli olarak Başparmak çekişi nedir? Türk okçuluğunda çok kritik bir öneme sahiptir. Kirişin sağ elin baş parmağı ile sarılıp işaret parmağı ile desteklenmesi ile olur. Zihgir dediğimiz baş parmağa takılan yüzük ile parmak korunur. Ayrıntılı bir çizim için: Başparmak Çekişi

Nasıl bir farklılık ortaya koyar?

1. Bir kere üç parmak çekişi ile en büyük farkı okun yay ve işaret parmağı ile desteklenmesi. Nasıl? Ok kirişe yerleştirildikten sonra gez in olduğu yerden işaret parmağı ile yay a dogru bir baskı oluyor. Alttan da başparmak destek oluyor. Bu sayede diğer taraftan da yayın destek olması ile ok hareket halinde bile düşmemiş yaydan saga sola düşmemiş oluyor. Bu da savaş alanında hareket halinde / at üstünde muhteşem bir üstünlük sağlıyor.

2. Yine üç parmak çekişine kıyasla tek noktadan kirişi çekmek çok daha doğru oluyor. Sonuçta 3 parmak ile çektiğimizde kiriş parmaklarımıza baskı yapıyor ve tam bir üçgen gibi davranmıyor. Ve kişisel izlenimim üç parmak ile atış yaptığımızda kirişi 3 farklı şekilde hissediyoruz. Ama başparmak çekişinde ise tek bir noktadan bütün sistemi hissediyoruz. Bence 3 farklı hisden ise tek iyidir.

Zaten bir deneyin bağımlısı olacaksınız :)

Genelde boynuzdan yapılan zihgirin ise günümüzde gümüşten işlemeli yapan versiyonları da mevcud.




Bu da başparmak çekişi nasıl yapılcağına dair bir görsel:




İyi atışlar dilerim

Türk Oku Ve Atış Tekniği


Friday, September 12, 2014

Do It Just Because You Like It!

Ben belki iyi bir okçu değilim. Belki atış tekniğimde yanlış yaptığım bir çok şey var. Ama çok iyi yaptığım bişey var ki zevk alarak yapıyorum. Hemde çok zevk alarak. Yayımı elime aldığımda dünya o an benim için bitiyor. Artık biz 2 kişi kalıyoruz. Ben ve hedefim. Sadağımdan okumu yayıma yerleştirdiğimde tam bir bütün oluyoruz. Artık yayda gerdiğim de benim, gerilen de benim, geren de benim. Tek bildiğim 1 kaç saniye sonra rüzgarı yararak hedefimi bulucam.

Evet atış yaparken aynen hissettiğim bu. Nişan alıyor muyum? Şöyle böyle. Zaten Osmanlı Yayı kullanıyorum. Istediğim gibi atmalıyım. Evet mutlaka vardır bir tekniği. Ama ok olup uçmadıktan sonra istediğim tekniği uygulayayım o ok o hedefe varmaz.

Ok atarken kendimi okadar özgür hissediyorum ki dedim ya o uçan benim gibi. Belkide o yüzden tekniklerle boğulmak istemiyorum. Sanki özgürlüğümü kısıtlayacak gibi. Benim atalarım at üstünde son sürat giderken geriye doğru dönüp yapıyordu bu atışı. Eğer ok gibi olmazsan zaten öyle bir atış yapman mümkün değil.

Yani diyeceğim o ki siz siz olun sevin ama çok sevin. Ozaman zaten okçuluk da sizi çok seviyor. Mesela kardeşim de başladı okçuluğa. Haftalarca lastik çektirmişler. Sonra? Sonra daha atış yapmadan bıraktı okçuluğu. Evet ilk başta giderken sevdi ama yok 10 hafta lastik çekmeden atış yapamazsınız filan insanları bu hale sokuyor.  Bende haftalarca lastik çektim. Tamam vicudun duruşa alışması lazım ama ben eminim ki okçuluğa başlayanların %30 - 40 ı daha bu evrede bırakıyordur.

Okçuluğa başlayacaklara yada yapanlara bi tavsiyem var. Nike amcanın dediği gibi:



"Yapın. Sadece sevdiğiniz için yapın." Bu da Eric Cantona amcanın bi sözü :) Ronaldinho
"Do it just because you like it."


Thursday, September 11, 2014

Laptoplarda ikinci HDD

Bilgisayarıma yaptığım bir diğer eklemeden bahsetmek istiyorum. Önceki yazıda dediğim gibi 120 gb lık bir SSD takmıştım. Ancak bu yetmiyor doğal olarak. Zaten içine film, setup filan atmakta mantıklı olmuyor. Yanlış kullanıma giriyor. Dolayısıyla 2. bir harddisk e ihtiyac var. 2 TB lik kocaman hd var ama onuda her yere taşımak zulum oluyordu. Bende daha önceden araştırdığım Dvd sürücüsünü hdd yuvasına çeviren cihazdan almaya karar verdim. Önceleri doğru çalışır mı diye çok şüphem vardı. Ama birden karar verince hemen siparişi verdim. 12.7 inc lik olanı muhtemelen benim laptop a uyacaktır diye dusundum.

Ürün hemen geldi. Daha önceden bilgisayarı iliklerine kadar söktüğüm için dvd sürücüsünü sökmek çok kolay oldu. Sadece 2 vidasını cıkarttım ve söküldü. Gelen ürüne hemen 750 gb lık 2.5 inc hd yi taktım.  Sonra çıkan dvd sürücüsünün üzerindeki sabitleme parçalarını (2 tane) yeni ürüne taktım. Dvd sürücüsünün kapagını söküp yeni ürüne taktım. Vidalarını sıktım ve mis :)

Wednesday, September 10, 2014

Notebooklarda Harici Ekran Kartı (Bölüm 1)

Önce maceramın nasıl başladığından bahsedeyim. Malumunuz oyun sektoru hızla gelişiyor. Ve her gelişimin ardından da donanımlarda yenileniyor. Ama laptop sahibi iseniz laptop u değiştirmekten başka çareniz kalmıyor. Ben bu konuda biraz sınırları zorlamak istedim.

Aslında bilgisayarımı çöpe atmayı planlıyordum. Son oyunları istediğim kıvamda açmıyor, ekran menteşesi kırılmıs ekranı dik durmuyor, 40 saatde açılıyor, pili iflas etmiş. Halbuki ilk aldığım zamanlarda efsane gibiydi. Aldığımdaki özellikleri söyleydi:

Asus n61jq model

- i7 1.73 -> 2.9 ghz işlemci
- 650 gb 5400 rpm hd
- 4 gb ram
- Ati Mobility Radeon HD 5730 ekran kartı 128 bit

Uzun süre bu şekilde kullandım. Çokda memnun kaldım. Ama her laptop da oldugu gibi 2. senenin sonunda ömrü bitmiş gibi kalakaldı. Tabi benim için öyle. Yoksa normal bir kullanıcı 5 yıl daha kullanırdı. Ben de ne yapsam ne yapsam derken önce Harddisk i değiştirdim. 120 gb kingston SSD taktım. Aynı zamanda Ramleri çöpe attım. Yerine 8 gb corsair ram aldım. Ekran menteşelerini değiştirdim. Bilgisayar bir anda evrim geçirdi. Herşey okadar güzel oldu ki bir anda. Oyunlarda fps gözle görülür biçimde arttı, kullanım performansı en az 3 filan katlandı. Nerden biliyorum? Şu an bilgisayar açılışında bios ekranını geçtikten sonra masaüstünün gelmesi yaklaşık 5-6 sn filan sürüyor. Ve yaptığım her işlem çokda hızlı oluyor. Gel gelelim hala bir bottleneckim vardı. Oda ekran kartı.
Ucu ucuna oynadığım bir AC Black Flag dan sonra işler çok kötü olmaya başladı. Zaten ekran kartı driver sürümü 13.4 den sonraki driverlarda hep siyah ekran hatası vermeye başladı. Şu an 14.4 var ve kurulmuyor. Bu noktada tek bir düşüncem var. ATI mi? Bir daha ASLA!!

Battlefield 3 film

Muhteşem bir Battlefield 3 videosu. Resmen film yapmıs adamlar :)


Tuesday, September 9, 2014

Hedefe varmayan oklar utansın

Okçuluk sporunda okun önemi çok fazladır. Okun hava da yaptığı hareket olsun veya aşağı dogru düşme mesafesi olsun hepsi okun kalitesine bağlı etkenler. Ben bu konuda ahşap oklar tercih ediyorum. Hem yayıma uygun olsun, hem biraz daha tarihi oluyor, hemde tamiri çok daha kolay.

Oklar yurt içinde biraz pahalı malesef.  Gerçi kalitesine göre değişebiliyor ama maliyeti max 5-6 tl olan oklar min 20 30 tl den satılıyor. Evet bir el sanatı var. Ama 12 lik bir set aldıgınızda 300 400 tl para insana ister istemez dokunuyor. O yüzden başlangıç seviyesinde şu okları önerebilirim:

Monday, September 8, 2014

Okçulukta Başlangıç için hedef

Her şey hazır da nereye atış yapıcaz? Ilk önce kalın bir karton buldum. Ne kadar kalın olursa olsun delip geçiyor. O yüzden daha sağlam bir şeye ihtiyacım vardı. Benimde aklıma saman balyasından hedef yapma fikri geldi. Şiddetle tavsiye ederim. Boş yere sağda solda satılan süngerlere para bayılmaya gerek yok. Çıkın biraz dolaşın köylere bakın. Ben öyle yaptım. Bir balya aldım ki insan boyutunda. Hemde 5 10 lira gibi komik bir fiyata.

- Oklara zarar veriyor mu? Hayır.
- Oklar delip geçebilir mi? Çok sağlam bir atışla atarsak ucu arkadan cıkabilir ama sadece ucu.

Arka tarafı toprak kum olan bir yere dikerseniz ve sopa ile sabitlerseniz iyi olur. Hem ıskaladığınızda oklara zarar vermemiş olursunuz. Hemde Allah korusun arkadan biri geçme ihtimalini en aza indirmiş olursunuz. Bide önemli bir nokta etrafta insan varken sakın atış yapmayın.

Ben dağılmaması için 2 kat çuvalla sardım. Bu sayede saplanan ok çok güzel de bir ses çıkartıyor :) Hemde 1000 in üzerinde atış yapmış olmama rağmen hala hayata karşı dimdik durabiliyor :)

Friday, September 5, 2014

Hobi Projem

Dünya da en çok zek aldığım şeylerden biri de ihtiyaçlarımı görebiliyorsam yazılım yaparak halletmek :) Bazen izleyeceğim filmi bile kucuk bir proje yazarak bilgisayarın seçmesine izin veriyorum. Bir arkadasım neden bu saçmalıklarını insanlarla paylaşmadığımı sordu. Bende ufaktan başlıyım bari dedim. Nasıl olsa yazıyorum neden insanlarda kullanmasın ki?

İlk önce maç sevdam ile başladı. Maç izlemekten büyük haz duyuyorum ama iş yoğunluğu arasında kaçırabiliyorum takip edemiyorum veya. Bende dedim ki bir kod yazıyım da o bana hatırlatsın. Sağdan soldan topladığım bilgilerle bir çok maçı hangi kanalda olduğunu alabiliyordum. Ve sonucu kendime mail attırıyordum. Groovy - Java karışık yazdığım backend e Grails le de bir arayüz hazırladım.  Çok basit. Mail adresinizle subscribe oluyorsunuz. Takip etmek istediğiniz takımların isimlerini yazıyorsunuz ve gerisi onun işi. Maç günü sabahtan ve maça 5 dk kala size hangi kanalda ne maçı olduğunu mail atıyor.

Thursday, September 4, 2014

Okçuluğa Başlangıç


Öncelikli nasıl başladı bu macera? Askerlik yaptığım sıralarda atış yapmanın hedef vurmanın ne kadar eğlenceli bir şey olduğunu fark ettim. Ama malumunuz G 3 piyade tufeği çok da iyi bir silah değildi. Daha kusursuz bişey bulmalıydım. Daha sessiz, daha hafif, daha eğlenceli, atışımı görebildiğim... Tabi ki de kararımı vermiştim bile. Her zaman okçuluğa merak ve saygı duymuştum ama bir türlü o patlamayı yapamıyordum. Sonunda oldu dedim başlıyorum. İlk iş bu fikrimi daha önceden bu işe girişmiş olan kuzenime açtım. Sağolsun sonuna kadar destekledi. Ama madem başlıyoruz orjinal bir şekilde başlayalım. Her yerde olimpik yay veya makaralı yay satılırken neden yıllarca avrupaya diz cokturmus kendi silahımızı kullanmıyorduk ki? Sorduk soruşturduk. Meğer bizim gibi düşünen başkaları da varmış ki bu işe atılmışlar. Hemen siparişini verdik yaylarımızın. Ben benim yayıma ilk görüşte vuruldum. Evet oydu aradığım. Tam ama tam o.

Wednesday, September 3, 2014

Merhaba Dünya

6 aydır uzak kaldığım dünyaya yeniden başladım. Sanki 6 aydır yatalak hastaydım da birden iyileştim gibi :) Geriye döndüğümde içimde tarifsiz bir kod yazma ve ok atma isteği vardı. Burda da konuyla ilgili paylaşımlarımı yapıyım dedim. Gelir gelmez osmanlı yayı ve okların peşine düştüm. Herşeyin sırası var.

Şimdilik Merhaba Dünya :)